Modern Ergenliğin Görünmeyen Yükü: Anksiyete Düzeyleri Tarihsel Olarak Nasıl Değişti?

Günümüz gençleri, akademik başarı, sosyal ilişkiler ve kimlik arayışı gibi gelişimsel zorlukların yanı sıra dijital çağın görünmeyen yüklerini de sırtlanmak zorunda kalıyor. Peki, bu yükler gençlerin psikolojik sağlığını nasıl etkiliyor? ABD merkezli araştırmalarda, günümüzdeki lise ve üniversite öğrencilerinin anksiyete düzeylerinin 1950’lerde hastaneye yatırılan psikiyatrik vakalarla eşdeğer düzeye ulaştığı gözlemlenmiştir (Twenge, 2017). Bu derleme, bu tarihsel artışın nedenlerini, Türkiye'deki benzer çalışmalarla karşılaştırmalı olarak ele almakta ve psikoeğitsel yansımalarını tartışmaktadır.

1. 1950’lerden Günümüze Anksiyete Düzeylerindeki Artış

Twenge ve arkadaşlarının (2010) yaptığı meta-analiz çalışmasına göre, 1950’lerden itibaren gençlerin anksiyete düzeyinde düzenli bir artış gözlemlenmektedir. Bu artış, çevresel stres faktörlerinin bireysel baş etme becerilerinden daha hızlı artmasıyla açıklanmaktadır. Özellikle sosyal medya ve dijitalleşmenin yaygınlaşması bu süreci dramatik biçimde hızlandırmıştır.

2. Sosyal Karşılaştırma, Öz-Yeterlik ve Ergen Psikolojisi

Dijital mecralarda karşılaşılan “mükemmellik illüzyonu”, gençlerin kendi yeterlik algılarını zayıflatmakta ve sosyal karşılaştırmayı artırmaktadır. Bandura’ya göre öz-yeterlik, bireyin kendi yeteneklerine olan inancıdır. Sosyal medyada geçirilen süre arttıkça, bu inanç zedelenmekte ve sosyal anksiyete artmaktadır (APA, 2017).


3. Türkiye’den Bulgular

Uludağ Üniversitesi (2019): Üniversite öğrencilerinde sosyal anksiyete ve öz-yeterlik arasında negatif ilişki tespit edildi.

İstanbul Gelişim Üniversitesi (2021): Baskıcı aile tutumları, ergenlerde sosyal anksiyeteyi artırıyor.

Adana İGÜ (2020): Güvensiz bağlanma stilleri, sosyal anksiyeteyi yükseltiyor.

4. Nedenler: Nörobiyolojik ve Sosyokültürel Etkenler

Ergen beyninin hâlâ gelişmekte olan prefrontal korteksi, duygusal regülasyon zorluklarını artırıyor. Buna bir de başarı baskısı, sosyal izolasyon, pandeminin etkileri ve medya bombardımanı eklenince, gençlerin psikolojik yükü daha da ağırlaşıyor.

5. Psikolojik Müdahaleye Olan İhtiyaç

Gençlerin psikolojik destek alma ihtiyacı artık bir tercih değil, gerekliliktir. Aile danışmanları, okul psikolojik danışmanları ve bireysel terapistlerin iş birliği büyük önem taşımaktadır.


Öneriler:

Okullarda anksiyete farkındalık programları

Ailelere yönelik pozitif ebeveynlik eğitimleri

Sosyal medya bilinçlendirme kampanyaları

Öz-yeterlik geliştirme atölyeleri


Sonuç

Anksiyete, ergenlik döneminin doğal bir parçası olabilir. Ancak kronikleştiğinde ruh sağlığını tehdit eder. Gençlerin psikolojik dayanıklılığını artırmak, onları anlamak ve desteklemek bugün her zamankinden daha önemlidir.


Kaynakça:

Twenge, J. M. (2017). iGen: Why Today’s Super-Connected Kids Are Growing Up Less Rebellious, More Tolerant, Less Happy. Atria Books.

American Psychological Association (2017). Stress in America: Coping with Change.

Uludağ Üniversitesi Yüksek Lisans Tezi (2019)

İstanbul Gelişim Üniversitesi Yüksek Lisans Tezi (2021)

Adana İGÜ Yüksek Lisans Tezi (2020)